Evlilik ve Cinsellik - Cinsel Sorunlar

                                EVLİLİK ve CİNSELLİK


İlişkide Seçim Seçim aşamasında iki önemli etken, bulunmaktadır. Bunlardan biri “grup normu”, diğeri “fiziksel cazibe”dir. Ait olunan grup normları kişi tarafından gözetilmektedir. Karşısındaki, söz konusu aitlik içinde bulunduğu grup normlarına, ne kadar yakın ya da uzaktır? Kişi muhatabının ait olduğu grubun normlarına uygun davranan ve normların dışına çıkmayan birisi olmasını istemektedir. Aksi durumda genellikle çatışma çıkabilmektedir. Türk toplumunda grup normunun oluşmasında aile ve akrabalık normları birinci derecede etkili olmaktadır. Ancak günümüzde, modernist etkiyle ergenlik ve gençlik dönemlerinde arkadaşlık grubu normları temel bazı normlardan daha etkili olabilmektedir. Bu dönemlerde aile etkisi ile arkadaş gruplarının etkisi dengelenmelidir.


Her iki normatif yapı diğerine açık ve anlaşılır olmalıdır. Normların mümkün olduğunca ortak yönlerinin olması gerekmektedir. Bu durum hem arkadaşlıklar hem de aileler bakımından aradaki yaşantıların tatminkârlığından daha önemli olmaktadır. Fiziksel cazibe ise, birbirleriyle ortak zaman geçirerek, konuşmak, sohbet etmek, gezmek gibi çeşitli etkinliklerden hoşlanmalarıdır. Birbirini çekici bulan çiftler, bütün zamanlarını birlikte geçirmek ister. Hatta fiziksel olarak uzak olsalar bile, sürekli birbirlerini düşünürler. Ancak daha önce belirtildiği gibi ilişkide duyulan arzu ve tutku duygusu, ilişkinin sürekliliği ve başarısı için yeterli değildir. 

Kişiler karşılıklı gerçek bir sevgi duygusu içindeyse, ilişki başarıya ulaşabilir. Bunun içinde duygulardan emin olunmalı ve kurgulamaların etkisinde kalınmamalıdır. İlişkiyi Geliştirme Farkında olma ve çekicilik gibi unsurlar ile başlayan ilişkinin sonrasında, belirli duygusal mekanizmalar devreye girmektedir. Bu aşamada en önemli mekanizmalardan biri, “kendini açma”dır. İki tarafta birbirlerine gizli taraflarını açarlar. Çiftler bu sırada, dürüst ve içten bir şekilde kendilerini karşısındakine açmalı ve özel paylaşımlarda bulunmalıdır.


 Toplumsal yapı düşünüldüğünde özel paylaşımlar zihni düzeyde kalmalı cinsel aşama içermemelidir. Sembolik İlişkiler Teorisi’ne göre (Özabacı, 2004: 44), bu aşamada kişiler, birbirlerine değer ve tutumlarını açıklarlar. Karşısındakini, aynı zamanda da kendini anlama konusunda bir gelişme kaydederler. Kendini açma sürecinde dört ana unsur yaşanır. Bunlar; Duyguların paylaşımı, ihtiyaçların paylaşımı, inanç ve tutumların paylaşımı, kendi hakkındaki değerlendirmelerin sevgiliyle paylaşımıdır. Bu paylaşımda eşler birbirlerinin benzer ve kolay anlaşılabilir taraflarından haberdar olurlar. Birbirlerinin gizli kalmış taraflarını öğrenirler. Kendini açma sürecinde çiftler birbirlerine bağlılıklarını sınarlar. Bağlılık anlamında karşısındakinin, kendi ihtiyaçlarını ne kadar karşılayabileceğini değerlendirirler. Ayrıca, ilişkide gücüdür.

İlişkiyi Devam Ettirme ya da Sonlandırma
  
 Bu aşama ilişkinin devam edip etmemesine karar verilecek olan son aşamadır. İlişkinin geldiği durum gözden geçirilir. Eğer ilişkinin yürüyemeyeceğine karar verilirse ilişki sonlandırılır. İlişkinin yürümesi için birtakım tedbirler alınarak devam ettirilebilir. İyi giden bir ilişkinin ise, evlilik kararı alınarak arkadaşlığın karı koca ilişkisine dönüşmesi sağlanabilir. Bu aşama ise, başka birtakım unsurların da ilişkide yer almasını gerektirecektir. İlişkiyi sürdürme erkekler için aileyle tanıştırma ve kadının kendisiyle ilk cinsel tecrübesini geçirmesine bağlıdır. Kadın için ise, erkeğin dürüstlüğü, baba olabilme potansiyeli ve kendine yönelik sevgi duygusunun düzeyine bağlı olmaktadır. Cinsellik aşamasının yaşanması ilişkilerin sonlanması bakımından daha olumsuz sonuç vermektedir. İlişkide yakınlaşmanın üst düzeyde olması; Türk erkek ve kadını ile toplumsal kültür ve zihniyetin ilişkiyi değerlendirmesini olumsuz yönde etkilemektedir.

 9. Sanal Dünya Etkisi Günümüzde, TV ve cep telefonu gibi yeni iletişim araçları kişiyi her geçen gün daha fazla etkilemektedir. Internet’in yaygınlaşması da, çok önemli bir etkileşim ve iletişim ortamının oluşmasını sağlamıştır. Internet’te Chat arkadaşlıkları sayesinde, sanal iletişimlerle arkadaşlık ve eş seçimi yapılmaktadır. Bu durum sağlıksız arkadaşlık ve evliliklere yol açmaktadır. Aynı zamanda sosyal arkadaşlık ilişki düzenini de etkileyebilmektedir. İlişkinin sağlıklı olması, mümkün olduğunca sanal ve kurgu etkilerden arınmasına bağlı olacaktır. İnsanın içindeki düşünce ile sabit duygu takıntıları (obsesyon) sayesinde, Chatleşme esnasında kontrolden çıkan kişi, o anda aklına gelen her şeyi gerçekmiş gibi karşı tarafa aktarır (Tarhan, 2006: 102). 

Beynin bir bölgesindeki yanlış yönlendirmenin etkisinde kalan bir erkek, bir filimde gördüğü ya da sokakta karşılaştığı bir kadını, eşinden daha fazla seviyormuş gibi hissedebilir. Sanal ortamda tutkular ile mantık arasındaki denge, tutkudan yana bozulmaktadır. Dolayısıyla ciddi bir evlilik için tercih edilmemesi gereken sahte bir ortam oluşturmaktadır. Bu yolla arkadaşlık ve eş seçiminde bulunmanın olumsuzluğu, sanal ortamın sadece tanışmak için kullanılması durumunda ve sonrasında tanışılan kişiyle, sağlıklı gerçek ilişkiler kurmak şartlarına bağlı olarak, azaltılabilir. Internet’in eş seçimindeki başarıya, sadece tanışmak amaçlı kullanılması, sanaldaki duyguların etkisinde kalınmaması, kişinin kendini saklamaması ve tanışmadan sonra da gerçek arkadaşlık ilişkisi kurulması durumunda, olumlu etkisi olabilecektir. Önemli olan, aşağıda belirtilen, evlilik öncesi arkadaşlık ilkelerine uyulmasıdır. Bunun ise, sanal ortamda sağlanamayacağı bilinmelidir

10. Kurgu Dünya Etkisi Sosyal ilişkiler dışında kalan, Internet, radyo-tv, gazete-dergi, sinema vb. iletişim araçları, birçok kaygılarla sağlıksız bir iletişim ve etkileşim ortamı meydana getirmektedir. Kişiliklerin olumsuz etki altında kaldığı söz konusu ortam, yapay kurgu dünyası olarak en büyük etkiyi ergenlik döneminde göstermektedir. Sanal dünyanın da ötesinde ortaya çıkan çok daha kapsamlı etken ise “kurgu dünya”dır. Kurgu dünya içeriği, TV, gazete, sinema, moda vb. ürünleri ve bunun sunumundan oluşmaktadır. Kapitalist tüketim kültürü zihniyetinin ortaya çıkarttığı sistematik bir algı durumudur. 

Bu dünya’da başlıca amaç; tüketimin kışkırtılarak yeni ihtiyaçların ihdas edilmesidir. Ruhsal yapıya karşı oluşturulmuş “kurgu dünya” doğal refleksleri katletmektedir. Etrafımızı sıkıca saran kurgu dünya; kadın ve erkeğin doğal fıtratına aykırı duygular beslemeyi, buna uygun davranışlar ve tüketim tutumu göstermeyi istemektedir (Yılmazçoban, 2010: 38). Yapay kurgu dünyası ergenlerin, kendi saf hayal dünyalarını kurmayı engellemektedir. Arkadaşlık ilişkisine yönelen her evlilik adayı, tutku, arzu, ihtiras ile gerçek sevgi duygusunu karıştırabilmektedir.

 Duygunun “ne” olduğu bilincine erişmenin önündeki en önemli engel “kurgu dünya” etkisidir. Sağlıklı arkadaşlıklar için öncelikle kurgu dünyasının etkisinden kurtularak, özbenliğin gelişimi sağlanmalı ve tutku, ihtiras gibi önemli fakat aşılması gerekli temel duygular ile üstün sevgi duygusu birbirine karıştırılmamalıdır. Sonuç: Evlilik Amaçlı Arkadaşlık İlkeleri Türk toplum yapısında evlilik öncesi arkadaşlıklar ve eş seçimi kararına yönelik davranış ve tutumlar, büyük önem taşımaktadır. Bunun en önemli nedeni geleneksel yapıda aile kurumuna verilen ayrıcalıklı değerdir. Normatif yapı, duygusal arkadaşlık ya da flört arkadaşlığı olarak nitelendirilen, batı tarzı ilişkiler sistemine uygun bir içerik taşımamaktadır.

 Günümüzde hızlı toplumsal değişmeye rağmen namus, iffet, bekâret, cinsellik gibi kavramlara batı kültür ve zihniyetinden çok daha fazla değer atfedilmektedir. Bu değerler sisteminin sonucu olarak, evlilik öncesi arkadaşlık sürecinde dikkate alınması gereken ilkeler, batı toplumlarından farklı niteliklere sahip olacaktır. Yukarıda incelenmiş bulunan arkadaşlık ilişkisini etkileyen on unsurun analizi sonucunda bu öğelere uygun olarak; on beş maddeye ulaşılmıştır. Çözümlemede Batı tarzı birtakım ilişki etkenleri yanında Türk toplumuna ait özellik ve etkenlerde değerlendirilmiştir. Evliliklerde aile onayının alınması ve kişisel beklenti ve tercihlerinde çiftlerin her iki tarafın ailesi ile uyumu gözetmesi, önemli olmaktadır. Ancak, gençlerin bağımsızlığını kazanması ve benlik gelişiminin tamamlanabilmesi için, ailenin evlilik öncesi ve sonrası yönlendirici etkisinin de azalması, gerekmektedir. Evlilik adayı kadın ve erkek, karşısındakinin yetişme sürecinde aile ve çevre etkisinden soyutlanmadığını bilerek, üst düzey farkındalık bilinciyle arkadaşlık ilişkisini yönetebilmelidir. Diğer taraftan, eşin ebeveynin özelliklerini bilerek, kendisi ile eşin ailesi arasındaki uyumu sağlamalıdır.

Kısacası; Arkadaşlık evlilik amacıyla, kararlı, ölçülü, saygılı, içten, gerçekçi ve makul olmalıdır. Batı tarzı flört ölçütlerinden çok görücü usulüne ait aile değerleri dikkate alınmalıdır. Bu durum çiftlerin, gizli saklı değil aksine toplum önünde, sosyal alanda ve açıklıkla bir ilişki yürütmelerini gerektirmektedir. Kişisel uyumun yanında toplumsal, siyasi, dini, felsefi vb. alanlarda uyumun sağlanması da önemli bir gerekliliktir. Evlilik amaçlı arkadaşlıklar, batıdan kaynaklanması dolayısıyla genel-geçer ilişkilere ait kuralları barındırmakla birlikte, Türk toplum yapısına ait kuralları da, kapsayacaktır. Bu durum dikkate alınarak, birtakım arkadaşlık ilkelerine ulaşılmıştır. Temel ilkeler aşağıdaki on beş madde ile ifade edilebilecektir:
 1. Evlilik amacıyla arkadaşlık ilişkisine başlamadan önce, kendine ait ideal tip belirlenmeli ve evlilik adaylarına dair seçenek sayısı geniş tutulmalıdır. 

2. İdeal tip belirlenmeden önce, öncelikle kendinde ve karşısındakinin benlik yapısında olması gereken ve gerçekte oluşmuş sevgi anlayışının farkındalığına erişebilmelidir. Tutku ve sevgi duygularını ayırt ederken “kurgu dünya”nın etkisinde kalınmamalıdır. 

3. Arkadaşlık ilişkisinin başlangıcında, iki tarafın da hedefi belirgin olmalıdır. Arkadaşlık içten ve samimi olmalı, dürüst davranılmalıdır. 

4. İlişkilerde “akıl” ve “duygusallık” dengesi korunmalı; davranış ve tutumlar evlilik bilinciyle yönlendirilmelidir. 

5. Karar vermede acele ya da yavaş olunmamalı ortalama süre gözetilmelidir. 

6. Eş seçimine kendini tanıyarak başlanılmalı sonra karşıdaki tanınmalıdır. 

7. Arkadaşlık evlenme vaadi ile ya da cinsel ilişki amaçlı başlatılmamalıdır. 

8. Arkadaşlık ilişkileri, ölçülü ve saygılı olmalıdır. 

9. İdealist değil, gerçekçi ve makul olunmalıdır. Mekân-çevre ile zihniyet etkisi ve her ikisinin ilişki sürecini yönlendiriciliği bilinmelidir. 

10. Karşıdaki eş adayının, aile ve çevresi tanınmalı/ tanıştırılmalıdır. 

11. Karşıdakinin aile ve çevresi ile sağlıklı ve uyumlu ilişkiler geliştirilmelidir. 

12. Kadın ve erkek cinsiyetinin ve duyguların farklılığının bilincinde olunmalıdır. 

13. Cinsiyet kültürü bilinci içinde ve normatif değerlerle toplumsal alanda birlikte hareket edilmeli, ilişki çevreden uzak ve gizli yürütülmemelidir. 

14. Evlilik kararından önce cinsellik aşaması yaşanmamalı, öncelikle karşılıklı zihinsel etkinlikler paylaşılmalıdır. 

15. Toplumsal, siyasi, dini, felsefi vb. alanlarda uyum ya da karşılıklı hoşgörülülük aranarak test edilmelidir.

Bu bilgiler BURADAN alınmıştır.